GuidePedia

0

Habîbe bint-i Cahş (Radıyallahû Anhâ) Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'e çift yönden hısım olan bir bahtiyar hanım!.. Kadınlara mahsus hallerden özür kanı (istihâze) ile ilgili bir hükmün icra olmasına, ortaya çıkmasına vesîle olan bir hanım sahâbî... Müminlerin annesi Zeynep binti Cahş (Radıyallahû Anhâ)’ın kızkardeşi... Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem)’in baldızı... Abdurrahman İbni Avf (r.a)’ın hanımı... 

O, Mekkeli’dir. Babasının adı Cahş İbni Riab’dır. Annesi Resûl-i Ekrem (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in halası bulunan Ümeyye binti Abdulmuttalib’dir.

Habîbe binti Cahş (Radıyallahû Anhâ) zekî, bilgili bir hanımdı. Kalbi, İslâm’ı öğrenme aşkıyla dolu idi. Gönlünü tırmalayan, zihnine takılan soruları vakit kaybetmeden hemen Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimize sorup öğrenirdi. O, öğrendiklerini hayatına yansıtan bir ilim âşıklısı hanımefendi idi.

O, iki yönden Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'e akraba oluyordu. Birincisi, müminlerin annesi bulunan, Peygamberimizin hanımı Zeynep binti Cahş (r. anhâ) onun kızkardeşidir. Bu vesîle ile hâne-i seâdete rahatlıkla girebilirdi. İkincisi; kendi öz annesi Efendimizin halası olduğu için ayrıca yakın bir akrabalık bağı vardı. Bu çift yönlü hısımlıktan istifâde ile sıkıntılı anlarında Allah Rasûlüne müracaat eder, hâlini arzeder, sıkıntısını giderirdi.

Habîbe (r. anhâ)’ın sağlık-sıhhat konusunda başına bir sıkıntı gelmişti. Kadınlara mahsus özel bir durumu ile o sanki bir imtihana tâbi tutulmuştu. Tam yedi yıl istihâze (adetten başka olarak damar çatlamasından dolayı kan gelme) haline müptelâ oldu.

O, özür sâhibi olarak ne yapacağını, nasıl ibadet edeceğini bilemiyordu. Edeb ve hâyâsından durumunu da kimseye açıklamak istemiyordu. Fakat bu dînî bir konuydu, mutlaka öğrenmeliydi. Dînî konularda utanma olmazdı. İnsan bilmediği şeyi sorup öğrenmek zorundaydı. Bunun için Habîbe (r. anhâ) bir fırsatını bulup Resûl-i Ekrem (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'e geldi. Başına gelen hâli arzederek ibadetlerdeki durumunun ne olacağını sordu ve şöyle dedi:

“ – Yâ Rasûlallah! Ben istihâze gören biriyim. İbadetlerimi nasıl yapacağım?” dedi.

Fahr-i Kâinat (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Habîbe binti Cahş (r. anhâ)’nın sorusunu şöyle cevapladı:

“O, ancak damar (dan çıkan bir kan) dır. Yoksa hayız değildir. Her namaz vakti abdest alarak namazını kıl.” buyurdu.

Habîbe binti Cahş (r. anhâ) ibadete düşkün, takvâ üzere yaşayan bir hanımefendiydi. Sünneti seniyyeye tam ittibâ etmeye gayret ederdi. İki Cihan Güneşi Efendimiz'e (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) bu yönüyle de mânevî yakınlığını artırmaya önem verirdi. Nesebî yakınlık tek başına ebedî beraberlik için yeterli değildi. Bu sebebten ahirette de ona yakın olabilmek için onun sünneti üzere bir hayat geçirmenin şart olduğuna inanırdı. Zira Resûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) efendimizin çok sevgili kızı Fâtıma (r. anhâ)’yı bile devamlı bir sûrette:

“Kızım, sakın baban olduğum için bana güvenme. Yarın için kendine bir şeyler hazırla.” diye uyardığını biliyordu.

Habîbe (r. anhâ) Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'in baldızı ve hala kızı olarak sıhrî yakınlıkla birlikte manevî yakınlık bağını oluşturmaya çok önem veriyordu. Bu bakımdan Onun sünnetine ittibâ ederek getirdiği hakîkatlerin doğrultusunda yaşamaya çalışıyordu. Kitab ve sünnetten asla taviz vermek istemiyordu. İki Cihan Güneşi Efendimiz'den (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) aldığı bu cevaptan sonra her namaz vakti için yeni abdest alırdı. Namazlarını hep abdest tâzeleyerek edâ ederdi.

Habîbe (r. anhâ) başına gelen bu hastalık hâlini Rasûlullah (Sallâllahû Aleyhi ve Sellem) Efendimiz'e sorarak öğrenen bir hanım sahâbî olarak kendinden sonra gelen müslüman hanımlara bu konuda ışık tutan, derdlerine çare olan bir bahtiyardır.

O, aşere-i mübeşşereden olan Abdurrahman İbni Avf (r.a) ile evlenmişti. Bu evlilikten çocuğu olmamıştır. Evine ve beyine karşı hizmetleriyle mesud bir hayat geçirmiştir. 

Cenâb-ı Allah, Habîbe bint-i Cahş Hazretleri'nden ve diğer tüm Hanım Sahâbe Annelerimiz'den razı olsun. Bizleri de şehitlik ve şehidelik mertebesiyle müjdelesin. Bu mübarek Hanım Sahâbe Annelerimiz'in şefaâtlerine nâil eylesin bizleri... Amin.

Mustafa Eriş Altınoluk Dergisi

Yorum Gönder

 
Top